top of page

TÜRK HUKUKUNDA NAVLUN SÖZLEŞMELERİ

Genel Olarak Navlun Sözleşmeleri


Türk hukunda navlun sözleşmeleri Türk Ticaret Kanunu’nun 1138 ila 1245 maddeleri arasında düzenlenmiştir. Ülkeler arası ticaretin her geçen gün artmasıyla birlikte deniz yoluyla yapılan taşımacılık ticaret hayatının ayrılmaz bir parçası haline gelmiştir. Bu yazımızda navlun sözleşmelerinin genel esasları Türk Ticaret Kanunu kapsamında değerlendirilecektir.

Ticaret Kanunumuzda navlun sözleşmelerinin genel bir tanımı yer almammakla birlikte navlun sözleşmelerinin türleri esas alınarak tanımlamalara yer verilmiştir. Bununla birlikte Türk Ticaret Kanunu ve içtihatlara göre navlun sözleşmesi; taraflardan birinin belirli bir ücret (navlun) karşılığında eşyanın deniz yolu ile taşınmasını taahüt ettiği, sözleşmenin diğer tarafının ise bunun karşılığında navlun ödemeyi taahüt ettiği sözleşmelerdir. Bu tanımdan yola çıkarak bir sözleşmenin navlun sözleşmesi olarak kabul ediebilmesi için gereken unsurlar şunlardır:

-             Eşyanın Deniz Yolu İle Taşınması

-             Taşıma Taahüdü

-             Taşımanın Gemi ile Yapılması

-             Eşyanın Zilyetliğinin Taşıyan Tarafa Devri

-             Taşımanın Navlun Yani Ücret Karşılığında Yapılması


Navlun Sözleşmelerinin Şekli


      Genel kanının aksine Türk Ticaret Kanunu’nda navlun sözleşmeleri için herhangi bir şekil şartı öngrülmemiştir. Dolayısıyla navlun sözleşmelerinin geçerli olabilmesi için yazılı yapılmış olması gibi bir gereklilik bulunmamaktadır. Ancak ticaret hayatının uygulamasında bu sözleşmeler çoğunlukla yazılı olarak yapılmakta ve navlun sözleşmelerinde yeknesaklık sağlanması açısından uluslararası kuruluşlarca hazırlanan standart sözleşme formları kullanılmaktadır. Ticaret hayatı içindeki tecrübelerimize nazaran biz de navlun sözleşmelerinin yazılı olarak yapılmasını ve yapılacak anlaşmaların tarafların amaçlarına uyan standart formlar kullanılarak yapılmasını uygun buluyoruz. Bu formlar kullanılarak yapılacak sözleşmelerde; tarafların hak ve yükümlülükleri eksik bir husus bırakılmadan açıkça ortaya konulduğu için yaşanabilecek herhangi bir uyuşmazlıkta mahkemeler önünde sözleşme şartlarını yerine getiren taraf için güvence sağlayacağı kuşkusuzdur.


      Ayrıca Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunumuzda yer alan  ve belirli bir meblağın üzrerindeki hukuki ilişkiler için senetle ispat kuralını zorunlu kılan HMK m. 200 maddesi düşünüldüğünde; navlun sözleşmelerinin yazılı olarak yapılması kaçınılmaz bir hale gelmiştir.


Navlun Sözleşmelerinin Özellikleri

      

İçtihat ve doktrinde  farklı görüşler ve yaklaşımlar olsa da navlun sözleşmelerinin genel olarak; tam iki tarafa borç yükleyen, üçünçü kişi yararına ve ani edimli sözleşmelerden olduğu kabul edilmektedir.


Navlun sözleşmelerinin iki tarafı bulunmaktadır; taşıtan ve taşıyan. Ancak bu sözleşmelerin yapısı gereği sözleşme gereği taşınan yükü boşaltma limanında teslim almaya hakkı olan ve içtihat ve doktrinde “gönderilen” olarak tanımlanan 3. kişiler de bulunmaktadır. Yabancı hukukta da genel kabul göre görüş bu sözleşmelerin iki taraflı bir sözleşme olduğu ancak gönderilen diye tanımlanan kişilerin navlun sözleşmesinin tarafı olmadığı yönündedir. Özellikle Alman, Hollanda ve İsviçre Hukuk doktrin ve içtihatlarında bu görüş hakimdir. Ancak Fransız hukukunda bu görüşün aksine navlun sözleşmelerinin 3 taraflı kendine özgü sözleşme olduğu yönündedir. Bu konu başlı başına ayrı bir makaleyi gerektirdiği için burada sadece Türk hukukunda navlun sözleşmelerinin 2 taraflı sözlşeme olduğunu ancak bu sözleşmelerde 3. Kişilerin de belirli hak ve yükümlülüklere sahip olabileceğini söylemekle yetineceğiz.


Navlun Sözleşmelerinin Hukuki Niteliği

      

Türk yargı kararları ile doktrininde navlun sözleşmelerinin hangi tür sözleşmelerden olduğu konusunda görüş birliği bulunmamaktadır. Navlun sözleşmelerinin; eser sözleşmesi,  vekalet sözleşmesi ve hizmet sözleşmesi olduğu yönünde farklı görüşler bulunmaktadır.  Yargıtay pek çok kararında navlun sözleşmelerini eser sözleşmesi olarak kabul etmektedir. Bizim de katıldığımız bu görüş navlun sözleşmelerinin yapısına en uygun sözleşme türlerindendir. Ancak Yargıtay  bazı kararlarında navlun sözleşmelerini, “sui generis” yani “kendine özgü sözleşme” olarak kabul edip buna göre hüküm kurmuştur.


Sonuç


Online ticaretin de eklenmesiyle birlikte ülkeler arası ticaretin hız kesmeden arrtığı günümüzde ticaretle uğraşanlar navlun sözleşmelerinin tarafı olmakta ve bunun sonucunda büyük risklerle karşı karşıya kalmaktadır. Bu aşamada riskleri en aza indirmek adına alanında uzman ve güvenilir gemi acenteleri, gümrük broker ve freight forwarder’lar ile çalışmak son derece önemli hale gelmiştir. Bazı acentelerin sorumluluğu dışında olmasına rağmen, ihracatçılarımıza yüklenmemesi gereken bazı ücretleri talep ettiklerine dair şikayetler tarafımıza ulaşmaktadır. Bu konuda uzman ekibimizle destek sunmaya devam ediyoruz.

 
 
 

Yorumlar


© 2024 The Umagr Corp.'a aittir.

bottom of page